Tur Arkadasi Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: KARADENİZ GEZİSİ
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Merhaba, daha önce 2017 yazı için planladığım bir Karadeniz gezisi için konu açmıştım. O gezi için whatsapp grubu da oluşturmuş olmamıza rağmen bazı arkadaşların fikir değiştirmeleri, tarih ve güzergâh konusundaki uyuşmazlıklar neticesinde geziyi üç kişilik küçük bir ekiple Ramazan Bayramı’nda dört gün olarak gerçekleştirdik. Hedefimiz Rize ve Artvin’di ancak Artvin için zamanımız kalmadı. Bu yazıda, Karadeniz gezisi düşünen arkadaşlar için bir fikir olması açısından kişisel deneyimlerimi paylaşacağım. Belki biraz uzun olacak ama umarım birilerinin işine yarar.

Öncelikle bölgeyi hiç tanımayan arkadaşlar için aklıma gelen şeylerden bahsedeyim. (Biraz dağınık olabilir bu bölüm, aklıma geldikçe daldan dala atlayacağım kusura bakmayın.) Karadeniz’de yaz bile olsa, dört mevsimi her an görme ihtimaliniz vardır. Fotoğraflarda gördüğünüz üzere Kaçkarlar halen karlı. Geceleri, özellikle çadırda kalan arkadaşlar serin hava şartlarına hazırlıklı olsun. Gündüzleri yaylalarda güneşten yanma ihtimaliniz de var, güneş kremi bile bulundurabilirsiniz eğer hassassanız. Sıcak hava bir anda üşüten bir serinliğe dönebilir yahut yağmur iliklerinize kadar ıslatabilir, bunlara hazırlıklı olun.

Karadeniz bölgesi açısından en güzel yerler Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi ile Artvin’in Şavşat ve Borçka ilçelerinde yoğunlaşıyor. Bunun dışında özellikle Trabzon ve Ordu’da da çok güzel yerler var. Bazı arkadaşlar katılmayabilir ama bana göre Samsun ve Giresun kısa süreli gezilerde zaman kaybı oluyor. Sinop ise görülmeye değer bir şehir. Trabzon’da Uzungöl ve Sümela en meşhur yerler ama bunları bir gün içine hızlıca sığdırmanızı tavsiye ederim. Ordu’da ise Aybastı ilçesindeki Perşembe Yaylası mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Ayrıca Yoroz, Yason ve Gölköy ilçesindeki Ulugöl de çok güzel yerler. Hepsini görmek isterseniz iki günlük keyifli bir zaman ayırabilirsiniz Ordu için.   Artvin’de Karagöl muhteşem bir yer. Ayrıca Maçahel, Mençuna gibi çok güzel yerler de var. Ben bu yerleri daha önce gördüğüm için geziyi Rize’de yoğunlaştırdım. Dört gün boyunca Çamlıhemşin ilçesindeki yaylaların büyük çoğunluğunu gezdim.

Birinci gün       : Çinçiva-Sal-Pokut-Hazindağ
İkinci gün        : Palovit Şelalesi-Amlakit-Palovit-Tiroit-Karunç-Elevit
Üçüncü gün     : Çat-Kale-Başyayla-Çiçekliyayla-Gito
Dördüncü gün  : Ayder-Galer  Düzü-A.Kavron-Y.Kavron-Balakçur-A.Ceymakcur-Y.Ceymakcur-(H)User

Konaklama için çadır düşünen arkadaşlar için, bölgede çadır atmak ve kamp ateşi yakmak genel olarak yasaktır. Ayder’de ücretli bir çadır kamping alanı var ama pek sıkışık ve sevimsiz bir yer olduğuna dair duyumlar almıştım. Zaten genel olarak Ayder’de ne kadar az vakit geçirirseniz kârdır bence. Çünkü talan edilmiş bir yer. Tıpkı Trabzon Uzungöl örneği gibi. Tüm bunlara rağmen bölgede pek çok yere çadır atanlar var ama yöre insanı bu konuda size tatlı-sert tepkiler gösterebilir, güzel bir üslupla iletişim kurmanızı tavsiye ederim. Çadır konusunda mevsime ve şansınıza göre yabani hayvanlarla karşılaşma ihtimalinizi de göz önünde bulundurun. Özellikle yüksek yaylalarda böyle bir ihtimal mevcut. Fırtına vadisine yakın yerlerde ise bu konuda daha rahat olabilirsiniz. Eğer çok deneyimli değilseniz, Çat köyü yakınındaki Cancik pansiyonun bahçesi en ideal yer. Ücretsiz olarak çadır kurmanıza izin veriyorlar, sadece orada yiyip içmeniz noktasında bir temennileri var. (mıhlamaları gerçekten çok güzel) Pokut yaylasında çadır konusunda sıkıntı yaşama ihtimaliniz var. Ama diğer yaylalar daha ıssız, eğer gece yaban hayvanlarından vs korkmam diyorsanız, tecrübeniz varsa diğer yaylalarda çadır atılabilir. Aksi takdirde Cancik en ideal yer. Eğer konaklamayı pansiyonlarda yapacaksanız Ayder en kötü tercih olur bence. Pokut ve Gito ise en idealleri. Yine Cancik pansiyon da konaklama için düşünebilecek bir yer.

Unutmadan söyleyeyim, gezdiğim bu yerlerin çoğunda kredi kartı geçmiyordu, nakit bulundurun. Öğrenebildiğim kadarıyla sigara Çamlıhemşin’den sonra satılmıyor, depoyu doldurunSmile Aracınızın deposunu da Ardeşen'de doldurmayı unutmayın.

Gezi için en önemli husus araç bence. Bu bölgede yaylaların bir kısmının yolu asfalt değil. Yağmurla beraber derin çukurlar, devrilen ağaçlar, taş, çamur vb engellerle karşılaşıyorsunuz. 4X4 bir araç olmadan bir kısmına gitmeniz oldukça zor. İlk gün kullandığım Pokut yolu taşlı, derin çukurların olduğu dar ve dik bir yol. Yol boyunca binek taksi türünde bir araç vardı, onunla da konuştuk girdiğine pişman olmuştu. Kiralık araçlarla zorlarsanız, lastik yarmayı, balata yakmayı göze aldığınız takdirde şansınızı deneyebilirsinizSmile Ama kendi aracınızla denemeyin Smile Eğer araç ayarlayamazsanız otostopla şansınız var. 10-15 kmlik bir yol, araçla bir buçuk saat sürüyor. Yürüyerek beş-altı saat dediler, denemedim : ) Pokut’taki pansiyonlardan yer ayırırsanız sizi kendi araçlarıyla gelip alıyorlar. Ayrıca bölgede ücret karşılığı sizi yukarı çıkaracak araçlar bulabilirsiniz, 150 TL gibi bir fiyat vermişlerdi geçen yaz. Ama mutlaka Pokut’u görün derim.

İkinci gün gittiğim yol, çok bozuktu. Üç saatten fazla sürdü o güzergâhı geçmek. Aracınız dört çeker değilse bence kesinlikle denemeyin, yolda kalırsanız uzun süre birilerinin geçmesini bekleyebilirsiniz. Telefon zaten çekmiyor. O kısımdaki yaylalar da güzel ama Pokut, Sal, Çiçekliyayla ve Gito kadar değil. Bu yol üstündeki Zilkale ve Palovit Şelalesini mutlaka görmelisiniz ama. Palovit Şelalesine kadar yol çok düzgün. Oradan geri dönebilirsiniz.

Üçüncü gün gittiğim güzergâh daha rahattı, altı çok alçak olmamak kaydıyla taksilerle çıkanlar gördüm. Çat Vadisi/Köyü, Çiçekli Yayla ve Gito mutlaka görülmeli bence, muhteşem yerler. (Gito’da mümkünse gün batımını mutlaka izleyin.)

Dördüncü günkü kısım bence gereksiz oldu. Güzel yerle ama diğerleri kadar değil. Tekrar gider miyim, hayır! Üstelik o yolların bir kısmı, özellikle User yolu cidden çok kötü. Yaylada manzara çok güzeldi ama Gito ve Çiçekli Yayla kadar değil. Bir de yol farkını düşününce, değmez bence. Yukarıda da söylediğim gibi, Ayder ne yazık ki katledildi, gidip görürseniz zaten ne demek istediğimi anlarsınız. Bölgeyi gezeceklere tavsiyem Ayder’e kısa bir zaman ayırın ve mümkünse bu günün çok erken saatleri olsun. Çünkü trafik ve kalabalık öyle bir hale geliyor ki İstanbul’u aratmıyor. U dönüşü yapmak bile çileye dönüşüyor.

Genel olarak şimdilik aklıma gelenler bunlar, eğer sorusu olan arkadaşlar olursa bildiğim kadar cevaplamaya çalışırım. Her şartta muhteşem bir coğrafya Karadeniz, imkânı olan herkesin görmesini tavsiye ederim. Fırsat buldukça gezmeye çalışıyorum. Eğer Ağustos başı için, forumda küçük bir grup oluşursa özellikle Rize ve Artvin ağırlıklı bir planlamaya dâhil olmak isterim. Fakat sonrasında, Ağustos ortasından itibaren Akdeniz-Ege kıyı şeridini gezmek istiyorum. Çadır konaklama yaparak spontane gezebilecek, özellikle koylarda yüzmeyi ve bolca gezmeyi isteyen bay-bayan arkadaşlarla Antalya-İzmir arası için görüşebiliriz. Herkese iyi tatiller, keyifli seyahatler dilerim.

[attachment=193][attachment=194][attachment=195][attachment=196][attachment=197]