Merhaba,
1-2 ay sonra Tayland’a gitmek istiyorum ve yeni bir bayan arkadaşa ihtiyacım var.
Neden burada olduğumu sorarsanız mevcut arkadaşlarım ile yurt dışı gezilerinde senkronizasyon sağlayamıyorum. Sağladığım geziler var elbet ama Tayland biraz farklı. Kadın veya erkek hiç fark etmez tekrar tekrar gitmek istenilen bir ülke. Çevremdeki arkadaşlar genelde bir otele yerleşelim denize girelim anlayışında. Benim isteklerim biraz farklı olduğundan gezi arkadaşı bulmam epey bir zor. Mesela ben yürümeyi çok seviyorum, yeni kasabalar görmeyi, fotoğraf çekmeyi, çektirmeyi. Ben onun fotoğrafını çekerken, çok güzel kareler yakalarken arkadaşım beni çekerken titretmiştir ve bulanık çıkmıştır hiç özenmemiştir. Gittiğimiz yerde 10 saniye fotoğraf çekmeye tahammül edemiyorsa bu biraz üzücü. Senkronizasyon dediğim bu. Sizler de belki bu tür tecrübeler edinmişsinizdir. Arkadaşlar ben biraz daha derinlere inmek istiyorum. Belki beni eleştirebilirsiniz ancak bu platformun doğası bu. Bu tur arkadaşı sitesi aslında bir velinimet . Burada herkes açıkça ne istediğini söylemeli. İyi ve kötü huylarından bahsetmeli. Benciliğimiz o kadar zirve yapmış ki bazen karşı tarafın duygularını hiç düşünmüyoruz. Karşı tarafın belki yurt dışı deneyimi hiç yok ve tümü ile bize güvenerek gelecek de olabilir. Kafamızda inceldiği yerden kopar deyimini besleyip duruyoruz. Karşımızdakine biraz hoşgörü, biraz sabır, biraz mütevazilik. Dolayısı ile ben biraz kendimden bahsetmek istiyorum.
Gece pazarlarına gidip lokal yemekleri tatmayı, alışveriş etmeyi, votka veya bira içerken muhabbet etmeyi, yeni gruplarla tanışmayı , onlarla kaynaşıp aktivitelere katılmayı, erken kalkıp halkın içine karışıp o ülke hakkında daha fazla bilgi edinmeyi seviyorum. Yürümeyi, yürürken terden sırılsıklam olmayı ve duş almayı seviyorum. (Sıcakta efor sarf ederken herkesin terlemesi duş almak şartı ile bence normal. Dolayısı ile terleyen insan bana itici gelmiyor.) Gezdiğim kişinin fotoğrafını çekmeyi çok severim. Bot turları adalara gitmeyi, günü birlik tur ve aktivitelere katılmayı seviyorum. Bütün bunların yanında her ne kadar uzaklara gidiyor olsam da çok dikkat ettiğim ve hassas olduğum konulardan bir tanesi de şu; Hatta daha önce bu konu ile ilgili arkadaşım ile uyuşmazlığım oldu. Diyelim ki bu gün İstanbul’u geziyoruz ve yarın Ankara’ya gideceğiz. Bakın ben 1000 TL verip uçağa binmem. Diğer alternatifleri değerlendiririm. Trenle giderim. Hayır 780 TL verip her hangi bir saatte yüksek hızlı trenle de gitmem. Bakın burası çok önemli, ben 635 TL verip 23;30 da Ankara Ekspresi ile giderim. Şimdi diyeceksiniz ki Ankara Ekspresi 8 saatte gidiyor, yüksek hızlı tren ise 4 saate . Bunun cevabı çok basit. Ankara Ekspresini konaklama olarak kullanacağım. Yani 635 TL ye hem ulaşımı hem konaklamayı halletmiş oluyorum . Sonucunda neyle gidersek gidelim sabah Ankara’da oluyoruz. Bencil olduğumu düşünebilirsiniz evet haklısınız. Biraz uzun oluyor arkadaşlar ama uçakla gitmiş olsam 1000TL + Otel = 2200 TL yapıyor. Hızlı trenle gitmiş olsam 780 + otel = 1980 TL yapar. Aradaki fark 1980 – 630 = 1350 x 41,50 = 33 USD yapıyor. İçinizden 33 USD için mi konuşuyorsun diyebilirsiniz. Ancak bu çok basit bir örnek. 33 USD benim için büyük para. Gitme o zaman diyenler var, yahu arkadaşlar bu sadece bir örnek. Mesela ben Türk lokantalarını ve pahalı restoranları da tercih etmiyorum. Kişi başı tas kebabı + pilav = 500 THB. Yerel lokantalarda 80 THB a Tom Yum çorbasını ve pilavı tercih ederim. Her ikisinin de besin değerleri yakın. (100 gram =350 kcal) Belki yanımdaki arkadaşım uzun süre seyahat edemiyor, belki çok yorgun gibi istisna sebepler elbet olur bu farklı bir şey. Hatta o istediği lokantada yiyebilir beklerim de. Yani günde bu şekilde tasarruf ederek 70 -80 dolar biriktiriyorum. Bunu lütfen cimrilikle karıştırmayın. Birisi bana pahalı lüks restoran dayatması yaparsa bana göre değil. Ben sokak satıcılarını ve ucuzluğu tercih ederim. Öyle bir gecede 10 bin,20 bin harcayan tiplerden değilim.
Şimdi beni az da olsa tanıdınız;
Ben Tayland’da yürüye bileceğim çeşitli aktivitelere katılabileceğim bir arkadaş arıyorum. Bu platformda bunu haykırmam gayet normal ve açık olun lütfen ne aradığınızı ne istediğinizi azda olsa belirtin. Kimse kimseden üstün değil. Ben ilk öğretim mezunu , şoförlük yapan bir insanım. Bir kurumun CEO'su veya müdürü olması onu benden üstün kılmaz. Ben İngilizceyi biliyorum diye bilmeyen birisinden de üstün değilim. Yabancı dil bilmek çok iyi, ama bilmemek de insanı eksik yapmaz
Boş verin Tolstoy ne demiş ona bakalım.
Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir